8 Ekim 2010 Cuma

AKMERKEZ BLACKBOX by ÖZLEM SÜER



13 Ekim Çarşamba günü saat 19.00 da DJ Emre Erdem'in müzikleri ile hayata geçecek olan yepyeni bir mağazacılık deneyimi :

AKMERKEZ BLACKBOX by ÖZLEM SÜER
a ship shak project !

FASHİON'S NİGHT OUT


Topshop Kombinim


ALIŞVERİŞİN EN BÜYÜK PARTİSİ

Alışverişpartisi olarak bilinen Fashions Night Out FNO 16 eylül deistanbulda gerçekleşti.İSTANBUL, 16 Eylül’de Nişantaşı, Bağdat Caddesi ve İstinye Park’da gece 24.00’e kadar açık kalacak bin mağazada alışveriş partileri yaptı.Nişantaşındaki kalabalık gerçekten şaşırtıcıydı.Çok keyif aldım :)

31 Ağustos 2010 Salı

ATATÜRK 'ÜN 20 ŞIKLIK SIRRI




O, ‘karizma’nın öteki adı. Bunu karakteri, askeri ve siyasi başarıları kadar giyim zevkine de borçlu. Ardında bıraktığı her fotoğrafında bu kadar şık olması tesadüf değil...

ONU ÖZEL YAPAN 20 DETAY
Kitapta gazeteci Berat Günçıkan, “Protokol yarı devlettir” diyen ve resmi kıyafetlerine büyük önem veren Atatürk’ün giyim zevkini özetliyor:

1. Günlük kıyafetlerinin bir kısmı Paris’ten, Deporant mağazasından alınıyordu. Söylenenlere göre, Fransa’daki terzisinde Atatürk’ün bedeninde bir model bulunuyor, istenilen kıyafet bu modele göre dikiliyordu.
2. Gömlekte genellikle açık renk, beyaz, krem ya da bej tercih ediyordu. Savarona yatı alındıktan sonra kısa kollu, ipek ya da keten gömlek giyiyordu.
3. Değişik yaka çeşitleri kullanıyor, kimi zaman yaka takıyordu.
4. Gömleklerinde önce Arap harfleriyle daha sonra Latin harfleriyle isminin baş harfi yazan arma kullanılıyordu. Arma gömleğinin koluna ya da göğüs kısmına işleniyordu.
5. Yazlık giysilerinin altında çorap kullanmıyor, sandaletlerini çıplak ayaklarına geçiriyordu.
6. Çamaşırında daha çok ipek kullanıyor, üzerine de mavi-lacivert çizgili, kirli beyaz renkte, şal yakalı bir robdöşambr alıyordu.
7. Hemen hemen hepsi siyah olan takım elbiseleri üç parçadan oluşuyordu, ceket, pantolon ve yelek.
8. Yeleğinde köstekli saati, ceketinin küçük cebinde ise mendili hiç eksik olmuyordu.
9. Daima ütüsünün düzgün olmasına, kıyafetin yürürken sarkma yapmamasına, kıvrılmamasına dikkat ediyordu.
10. Seyahatlerinde daha çok tüvit takımını, güderi ceketini, ‘riding coat’ tarzındaki jokey pantolonlarını giyiyordu.
11. Aksesuar olarak bastonun yanı sıra kol düğmeleri, çok sık olmasa da yaka iğnesi eksik olmuyordu.
12. Askerliğinin ilk döneminde fes, savaş yıllarında kalpak kullandıktan sonra Batılı tarzda şapkalar taktı. Panama, silindir, melon, kasket... Şapkalarına da, bütün giysilerine olduğu gibi isminin baş harflerinden oluşan bir marka işleniyordu: G.M.K.
13. Kimi zamanlar kaşkol da takıyordu. Kimisi ‘Sulka and Company’ marka, krem rengi, kar tanesi desenli ipek kumaştan yapılmış kaşkollar gardırobunu süslüyordu.
14. Frak ve smokinlerinde daha çok yün krep ve kumaş kullanılıyordu. Yeleklerde ise satene ağırlık veriliyordu.
15. Smokin ve frakta beyaz papyon takmayı yeğliyordu.
16. Pelerin, ilk kez onun omuzlarında görüldü. Hem savaşta hem cumhurbaşkanlığı döneminde, bazen siyah, bazen mavi pelerin atıyordu omuzlarına. Zor giyinebilen ve taşınabilen pelerini değme aktörlere taş çıkartacak kadar etkileyici kullanıyordu.
17. Kruvaze ceketten pek hoşlanmıyor ve bu modelden uzak duruyordu. Boyunu daha uzun göstermesi için ceketlerinin omuz ıskalasını arkaya doğru diktiriyordu.
18. 42 numara, daha çok bağcıklı rugan ayakkabı giyiyordu. Ya İngiltere’den getirilen ya da Sirkeci’deki Altın Çizme’ye ve Nuri’ye sipariş verilen ayakkabılarında duruma göre tozluk da kullanıyordu.
19. Rugan ayakkabılarının astarını kırmızı kadifeyle kaplatıyordu.
20. Çizgili çorapları yeğliyordu. İçi kuzu, bilekliği kurt kürkünden eldivenlerini çok seviyordu.

CHANEL’E ÜNiFORMA SiPARiŞi

Türkiye’nin en önemli modacılarından Vural Gökçaylı, Atatürk’ün Coco Chanel’le yaptığı çalışmayı anlatıyor. Kendisi diyor ki , “Atatürk, ordunun ilk giysilerini Coco Chanel’e çizdirmiştir. Ordu, yirmi yıl öncesine kadar bu üniformaları giyiyordu. Atatürk, subayların kısa kollu kıyafetleri için de çalışmalar yapmıştı. Paris’te ‘Biblioteque Nationel’de Chanel’e verdiği siparişlerin belgeleri varmış. Atatürk, dünyayı, dünya modasını, dünya sanatını yakından takip ediyordu, dönemin tüm yeniliklerinden haberi vardı, en önemlisi vizyonu vardı. Chanel’deki yetenek de onun dikkatini çekmişti” diyor.

İSTANBUL MODA GÜNLERİ KOTON DEFİLESİ







28 Ağustos itü taşkışla kampüsünde gerçekleşen defile izlenmeye değerdi...

9 Ağustos 2010 Pazartesi

ÇORAP MI DEDİNİZ!





Yaklaşan çorap modasına Fransa'dan eğlenceli yorumlar var.
Marion ve Olivier tarafından çoraplara yapılan baskılar çorabın ruhunu gençleştiriyor.

Hem renkli hem marin temalı yaz koleksiyonu çorap ve yaz kelimelerini birbirine yakıştırıyor.Fakat Türkiye'de yok.Malesef...

Mudo vitrinleri WGSN raporunda



Uluslararası trend belirleme ajanslarından WGSN (Worth Global Style Network) dünyanın en beğenilen vitrinlerini web sitesinde listeledi. Raporda Türkiye'den de bir markanın adı var. Mudo City'nin İstinye Park'ta 2010 İlkbahar/Yaz sezonu için yapılan vitrini 88 ülkeden çalışmaların arasında yer aldı.
Mudo City'nin bu vitrin çalışmasında doğaya dönüş teması uygulanmıştı. Her duyarlı kişinin kendisine ‘Dünya için ne yaptın?’ sorusunu sorması gerektiği düşünen Mudo görsel düzenleme ve vitrin tasarım ekibi, doğal hayata kayıtsız kalmamak adına kamp hayatının güzelliğini öne çıkardı. Mağaza vitrininde kamp çadırı kurarak, mankenlerini izciler gibi giydiren Mudo tasarım ekibi, vitrine bir de televizyon koymuştu. Televizyon yıllar önce saat on ikiden sonra yayın akışının durduğu zamanlara gönderme yapıyor
WGSN'in raporunda Mudo City ile birlikte Londra Selfridges ve Harrods, Milano Louis Vuitton, Agent Provocateur, Paris Printemps, Royal Copenhagen, Zara, Juicy Couture ve Moschino gibi markalar da yer aldı.

30 Temmuz 2010 Cuma

AUDREY HEPBURN














Bu sene gündemde olan stillerden biri de Audrey Hepburn tarzı. Klasik, ama genç ve tam anlamıyla fransızların dediği gibi "petite" bir görünüm…

Pudra renkler, danteller ve bol bol (çok fazla bol bol) kurdela ve fiyonk barındıran, prenses gibi bir tarz.Kesinlikle Audrey Hepburn.

PENCIL SKİRT



POLKA DOT (BENEKLİ KUMAŞ)














Benekli ya da büyük puanlı olarak da adlandırabileceğimiz polka dot deseni, birçok insanın zevkine hitap eden ve yıllardır modası hiç geçmeyen eğlenceli bir desen. :)

27 Temmuz 2010 Salı

MODANIN SANATSAL YÖNÜ













Bodrum Kempinski Hotel Barbaros Bay, dokuz moda tasarımcısını bir proje için bir araya getiriyor. Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Özlem Süer, Cengiz Abazoğlu, Mehtap Elaidi, Gamze Saraçoğlu, İdil Tarzi, Hatice Gökçe ve Bihter Aida Pekin’in “Fashion is Art / Moda Sanattır” konseptini kendi yorumlarıyla aktaracakları çalışmaları yaz boyunca Kempinski Hotel Barbaros Bay’de sergilenecek.

Projede yer alan tüm modacıların ve özel davetlilerin katılımıyla 12 Haziran gecesi açılışı yapılacak olan sergi 12 Eylül tarihine kadar görülebilecek

NEW YORK'LU KIEHL' S TÜRKİYE 'DE


1851'de New York'lu bir eczaneden dünya markası olmaya uzanan yolculukta, doğal içerikleri ile ünlenen cilt ve saç bakım markası Kiehl's Türkiye'ye geliyor.
İlk mağazasını Akmerkez'de Temmuz'da açacak markanın çeşitli cilt tiplerine uygun ürünlerinin fiyat aralığı 15-150 TL arasında olacak.
Kiehl'sın bugün Galata Building'de yapılan basın toplantısında aktarılan özellikleri bir çırpıda şöyle:
- En iyi içeriklerden formüle ediliyor.- Ürünlerin raf ömrünü uzatmaya yarayan maddeler formüllerde en az seviyede kullanılıyor.- Basit ve geri dönüşümlü ambalajları var.- Erkeklere ve bebeklere özel ürün çeşitleri var.- Deneme boyu alışkanlığı adeta markanın stratejisi. Böylece ürünü satın almadan önce cilde ve saça uygunluğunu test etmiş oluyorsunuz.- Üründen memnun kalmadıysanız, geri iade edebileceksiniz.- Ürünlerin %95'i ilk etapta Türkiye'ye geliyor.- Markanın en iyi satan ürünleri şöyle: Ultra Facial Cream, Creamy Eye Treatment With Avocado, Calendula Herbal Extract Alcohol-Free Toner, Creme De Corps, Lip Balm #1.
En iyi satanlar kategorisindeki Ultra Facial Cream ve onun güneş korumalı kardeşi Ultra Facial Moisturizer SPF 15'in cildi yumuşatma etkisini gözlemlemek için mutlaka denemenizi öneriyoruz.

Aplike çiçekler





Zarafetin sembollerinden çiçekler podyumları hakimiyeti altına aldı. Aplike çiçekler sayesinde koleksiyonlar daha gösterişliydi.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

HÜSEYİN ÇAĞLAYAN - SERGİ

İstanbul Modern’de 15 Temmuz-10 Ekim tarihleri arasında çağdaş tasarımın önde gelen temsilcilerinden Hüseyin Çağlayan’ın Türkiye’deki en kapsamlı sergisine son 3 gün :)

















Moda tasarımcıdan ziyade bir sanatçı olan Hüseyin Çağlayan,sebepsiz bir başkaldırının karşıtı olarak sakin bir minimalizmi savunarak İngiliz modasını derinden sarstı.Comme Des Garçons ile entelektüel olarak yarışabilen tek tasarımcı oldu.
Çağlayan, Londra'daki Saint Martins Sanat ve Tasarrım Akademisi'nden 1993 yılında birincilikle mezun oldu, final koleksiyonun adı 'Tangent Flows' idi.Geleneksel olmayan yaklaşıma sahip İzlandalı şarkıcı Björk'le çalışmasını sağladı.
Moda çevrelerinin bir parçası olmaya reddeden derin bir düşünür olan Çağlayan'ın ticari çıkarlara verdiği temel taviz,New York kaşmir şirketi TSE ile imzaladığı kontrat ve Londra High Street için hazırladığı bir kısa koleksiyondur.Ahşap korse, kalıplandırılmış dirseklikli elbise gibi deneysel fikirleri katabilen kağıt elbiseleriyle uyumludur.Derinlemesine ve bütün yönlerden en iyi şekilde analiz edilmiş tasarımları sanatsal malzemeye uyumludur.Paris, Prag ve Londra Science Museum'da sergileri düzenlenmiştir.Mart 1999'da İngiltere'de yılın tasarımcısı ödülüne layık görülen Çağlayan, ne yazık ki , şekil ve formla gönlünden geçtiği gibi deneyler yapmıyor.Bununla birlikte tasarımcı Paul Topen ile birlikte oluşturdukları plastik bir mekanik elbise Londra'da sergilendi.

BLUE-JEAN FIRTINASI...

Levi Strauss, doğum adıyla Löb Strauss (26 Şubat 1829 – 26 Şubat, 1902) Birleşik Devletler'e göç eden bir Alman-Musevi göçmeni.[1] Strauss ilk Blue Jean fabrikasını kuran kişidir. Şirketi 1853 yılında ilk üretime San Francisco, Kaliforniya'da başlamıştır














Blue-jean modanın vazgeçilmez parçası haline gelmeye o günlerde başlıyor. Blue-jean şaşırtıcı bir şekilde bütün sınıf, cinsiyet, yaş, bölge, ülke, ideoloji sınırlarını aşarak evrensel bir kabul görüyor.
1853'de Levi Strauss isimli bir tüccar (gerçek adı Loeb Strauss), altın arayıcılarının ihtiyacı olacağını düşünerek, çadır bezi, at arabası örtüsü gibi ihtiyaçları karşılamak üzere "denim" kumaş toptancılığına başlıyor. 18. yüzyılın sonlarında Amerika baştan ayağa yeniden yaratılırken, işçiler, özellikle de demiryolu işçileri için dayanıklı ve rahat giysilere ihtiyaç duyuluyor. İşte tam da bu sırada Levi Strauss'un aklına yüzyıla damgasını vuracak bir fikir geliyor. Söz konusu dayanıklı kumaşlardan pantolon tasarlayıp satmaya başlıyor. 1902'de Levi Strauss bir başka yenilikle, pantolonların arkasına iki cep dikmeyi akıl ederek başka bir devrimin öncüsü oluyor. Çünkü artık blue-jean, herkes için günlük, rahat bir giysi haline geliyor.
1960'lı yıllarda başlayan hazır giyim (pret a porter) kavramı, moda tarihi bilincini podyumlara taşımaya başlıyor. 60'ların sonlarında ve 70'lerde çiçek çocukların blue-jean, deri ceketler, uzun elbiseler, işlemeli incecik kumaşlardan dikilen bluzları modaya damgasını vuruyor. 80'lerde "club" tarzı yavaşça moda akımlarındaki yerini almaya başlıyor. Sonraki yıllar, özellikle 1990'lar, özgür, yeni, rahat akımları beraberinde getiriyor. Ancak geçmiş yıllara dönem dönem dönülerek, moda tarihinde mihenk taşı oluşturan tarzlar yine, yeniden moda oluyor. Şimdilerde danteller, satenler, organzeler, neşeli çiçekler, pullar, payetler, taşlar, lameler ve dorelerle süslü kumaşlar feminenliğin defterine altın harflerle yazılıyor.

1990-99

Parisliler bir arabanın altında kalıp hastaneye götürüldükleri ve orada altlarında yırtık pırtık ağarmış bir külotla yakalandıkları bir kabus görmezler.Çünkü böyle bir şey mümkün değildir.Birincisi, Parisliler üzerlerine kusursuz bir kıyafet geçirmeden evlerinden çıkmazlar.İkincisi, yırtık pırtık ağarmış külotlar giymezler.Neden mi?Yırtık pırtık ağarmış külotlar giyerseniz,erkeğinizi başkasına kaptırırsınız.

French Polis, Vogue, Mayız 1998

1980-1989

New Yorklu gençler, Avrupalı veya Japon iş kadınları için İngiliz modası MTV 'deki pop kliplerive Prenses Di ile Fergie'nin kapak haberlerinden ibarettir.Daha geniş oalrak dünya için ise, bizim tarzımızın algılanışı gençlik tarafından temsil edilen iki üç sınıfın giyinme şeklidir.İngiliz modasının uluslararası piyasadaki adı Rock'n'Royalty'dir.

Rock&Royalty, Vogue, Ağustos 1987

1970-79

Tarz modadan bağımsız bir şeydir.Tarz sahibi insanlar modayı kabul de edebilir,görmezden de gelebilir.Onlar için moda, takip edilmesi gereken bir şey değil, oluşturulması gereken bir şeydir.Tercih edip, oluşturulur ya da tümüyle reddedilir.Tarz kendiliğinden gelişir, doğuştan gelen bir özelliktir.Yüce bir kaynağın bilinçli bir şekilde karar verdiği, ama sahip olanın kendiliğinlen ortaya koyduğu, az kişiye nasip olan Tanrı vergisi bir ödüldür.

Spotlight on Style, Vogue, 1 Eylül 1976

1960-69

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı memuru gibi görünmüyor olabilirim.Ama böyle görünmek riskini almak pahasına şunu söylemek isterim ki gelecek konusunda kötümser değilim.Mallarımız rakipsiz.Bu sayıda İngiltere'nin yepyeni muhteşem başarılarını göreceksiniz.Bazıları tuhaf.Ama hepsi inanılmaz derecede heyecan verici.Ben de onlardan biriyim.

Vogue kapağından alıntı,
Jean Shrimpton, 15 Eylül 1964

1950-59

Başkalarının size gösterdiği özel ilgiye(örneğin size içki ikram edilmesine ve ya sigaranızın yakılmasına)cevap verirken, halinden memnun, bağışlayıcı ve atılgan görünmek acemice bir davranıştır.Hemen ileri atılırsanız, bu sizi yaşlı göstermekle kalmaz, aynı zamanda bu tip davranışlarla çok seyrek karşılaşan bir kadın haline getirir.Dik duran bir baş, siz öle hisetmeseniz bile, kendne güvenen biri gibi görünmenizi sağlayacaktır.

Gestures Younger or Older, Vogue, Kasım 1957

1940-49

O eve dönecek.O zaman haydi, onu karşılamaya hazırlan.Fakat şunu aklında iyi tut, onu baştan çıkaracak elbiseler giymelisin.Unutma bu cesur insana layık olan şey güzelliktir.

The Return of the Soldier, Vogue, Nisan 1940

1930-39

Basmalar için B, çok klasik ve zarif.Ayaklarınızı saran tül için T.Gece ve gündüzün karşıtlığı için K. Vücudunuzu sıkıca saran korseler için de...Siyah için S, çok cazip ve çok parlak.Siyah ve beyaz için de...Çılgınca bir şıklık.On sekizinci yüzyılın çılgın modası için ise E...yani halis Louis Seize.

Eye Wiew of Spring Building, Vogue, 16 Mart 1938

1920-29

Vamp Kadın:Çok özel bir tür.Ona telefonla evlenme teklif edip, telgrafla evlenirsiniz.Bir ev kurup, onu eve götürmek zorunda değilsiniz, bir kokteyl hazırlayıp dışarı çıkartın yeter.Kuvvetle muhtemeldir ki, ancak dansta adımlarınızı ona uydurmadığınızda boşanma talep eder.Sadece milyonerler için...

The Woman of Your Choice, Vogue, Kasım 1923

1910-19

Gerçekten de böyle bir baş örtüsüne izin verilmemeli.Bütün erkekler kitleler halinde ayaklanıp, bütün kadınların bu kadar çekici olmasını bir yasa haline getirmeli.Sadece fırfırlı küçük siyah bir dantela, ama başlığın içine iliştirlmiş, tam da tacın başa dayandığı yere.Gerçekten de buna bir son verilmesi gerek.Yoksa bu dünyada erkeklerin işi zor.

Makers of Mystery, Vogue, Aralık 1917

1900-09

Vicomtesse des Touches, baştan aşağı mauve mousseline de soie giymişti.Şirin büzgülerden oluşturulmuş muhteşem mantosu, ilmikleri ve kıvrımları daha koyu tonda bir Liberty sateniyle astarlanmıştı.Eldivensiz ellerinde, sarı yakuttan yüzükler vardı.Parlak ışıklar altında çimenleri adımlarken, gümüş ayakkabıları ve gümüş işlemeli çorapları göz alıcıydı.

Paris, Vogue, 19 Ağustos 1909

50'lerin star ruhu yeniden hayat buldu...




















Bob Dylan, The Blues Brothers, Madonna, David Bowie, Blondie gibi starların gözlüğü Ray-Ban Wayfarer şimdi yeniden star ruhu taşıyanlarla buluşuyor.
Gözlükte Moda lideri ve Tasarım devrimcisi Ray-Ban, ilk kez 1952’de ürettiği ve lanse ettiği Wayfarer modelini 2007 sonunda yeniden sunuyor. 1952’den beri Anti-Conformist Rock ruhunun ikonu olan Ray-Ban Wayfarer, Bob Dylan, The Blues Brothers, Madonna, David Bowie, Blondie gibi müzik starları ile bir döneme damgasını vurmuştu. 1960-80 yılları arasında müzik videoları ve efsane Amerikan filimlerinin vazgeçilmez aksesuarı olan Wayfarer; şimdi yeniden lanse ediliyor.

Gözlükte Moda lideri ve Tasarım devrimcisi Ray-Ban, ilk kez 1952’de ürettiği ve lanse ettiği Wayfarer modelini 2007 sonunda yeniden sunuyor. 1952’den beri Anti-Conformist Rock ruhunun ikonu olan Ray-Ban Wayfarer, Bob Dylan, The Blues Brothers, Madonna, David Bowie, Blondie gibi müzik starları ile bir döneme damgasını vurmuştu. 1960-80 yılları arasında müzik videoları ve efsane Amerikan filimlerinin vazgeçilmez aksesuarı olan Wayfarer; şimdi yeniden lanse ediliyor.

Ray-Ban Wayfarer, 1961 yılında Audrey Hepburn’un “Tiffany’de Kahvaltı (Breakfast at Tiffany’s) “ de görkemli cazibesini tamamlayan bir aksesuar olmuştu. O yılların jenerasyonu için önemli bir sembol olan bu efsane model, The Blues Brothers filminde Dan Aykroyd, John Belushi Elwood ve Jake Blues tarafından da kullanılarak Hollywood’da ki yerini sağlamlaştırdı. Tom Cruise’in “Riskli İş (Risky Business)” filminde taktığı Ray-Ban Wayfarer, 80’li yıllara da damgasını vurmuş oldu. O dönemde pek çok film yıldızının gözünde olan Wayfarer; dinamizm, para, zenginlik ve güç sahibi yuppie’lerin prestijli aksesuarı olmuştu.

Ve şimdi 2007 sonunda ikinci kez lanse edilen Ray-Ban Wayfarer 'in boyanabilen modelleri bile var.

28 Haziran 2010 Pazartesi

HÜSEYİN ÇAĞLAYAN


















Hüseyin Çağlayan’ın Sergisi İstanbul Modern’de Açılıyor

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İTKİB, çağdaş sanatın en önemli temsilcilerinden Hüseyin Çağlayan’ın Türkiye’deki en kapsamlı sergisini açıyor. İstanbul Fashion Week 2010, İstanbul Moda Akademisi (IMA) ve Design Museum’un da işbirliğiyle gerçekleştirilecek sergi, 15 Temmuz - 10 Ekim 2010 tarihleri arasında İstanbul Modern’de İstanbullularla buluşacak.

İstanbul Modern’de 15 Temmuz-10 Ekim tarihleri arasında çağdaş tasarımın önde gelen temsilcilerinden Hüseyin Çağlayan’ın Türkiye’deki en kapsamlı sergisi yer alacak. Daha önce Londra Design Museum ve Tokyo Museum of Contemporary Art’da sergilenen sergi, sanatçının son 15 yılda ürettiği çalışmalarının bir seçkisi niteliğini taşıyor. İstanbul Modern’de açılacak olan sergi, İTKİB’in organizasyonu ve 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın katkılarıyla, İstanbul Fashion Week 2010, İstanbul Moda Akademisi (IMA) ile Design Museum işbirliğiyle gerçekleşecek.
Küratörlüğünü Londra Design Museum’dan Donna Loveday’in yaptığı sergide, Hüseyin Çağlayan’ın 1994 ile 2009 yılları arasında ürettiği moda koleksiyonları, enstalasyon ve filmleri bir araya geliyor. Sergilenen çalışmalar Çağlayan’ın yaratıcı yaklaşımını, esin kaynaklarını ve genetik, teknolojik ilerleme, yer değiştirme, göçmenlik ve kültürel kimlik gibi alanlardaki fikirlerini ortaya koyuyor.

Serginin halka açılış günü olan 15 Temmuz 2010’da, saat 17:30’da Hüseyin Çağlayan ve küratör Donna Loveday eşliğinde, İstanbul Modern’de gerçekleşecek söyleşiye tüm eğitmen ve öğrencilerimiz davetlidir.

21 Haziran 2010 Pazartesi

RENKLERİN ETKİSİ

Giydiklerimizin rengi neyi etkiler?

Cilt - saç - göz rengini
Modunu
Hava durumunu
Nerede yaşadığını
Yankılaşmaya yakınlığını
Aktiviteni
Durumunu ve okupasyonunu
İşini
Stilini
Modanı
Hikayeni…

16 Haziran 2010 Çarşamba

ALTIN

















İnsanda heyecan yaratır.

GÜMÜŞ

















TOPSHOP
Kişinin sezgi gücünü ortaya çıkarır.

PEMBE

















CHANEL
Duygusal dengeyi sağlar.Hayaller...

TURKUAZ














MIU MIU
Sinirleri yatıştırıcı etkisi vardır.Osmanlı Dönemi'nde duvarları turkuaz rengi çiniyle kaplamalarının en önemli sebeplerinden biri de budur.

KAHVERENGİ

















Sosyal yönü dengeliyor.
İnsanın ayaklarının yere basmasını sağlıyor.
Toprak rengi olduğu için olsa gerek...

LACİVERT













CHANEL
Dinlendirici bir etkisi var.
Fazlası yaratıcılığı ters yönde etkiliyor.
Toplumdan soyutlaşmaya itiyor.

15 Haziran 2010 Salı

MAVİ

















Vücut enerjisini dengeler.
Surata yakın mavi ikna etme gücü sağlar.

YEŞİL


















Sakinleştirici bir özelliğe sahip.
Barışı, dostluğu temsil eder.
Doktorlar bu yüzden ameliyatlarda yeşil giyiyor olmalı.

SARI

















Yaşam sevinci verir.
Kendine güven duygusunu arttırır.

TURUNCU













Kişide ikinci chakrayı etkisi altına alır.
Neşe ve bilgelik rengi.
Sosyalleşme bu renk yardımı ile ortaya çıkar.

13 Haziran 2010 Pazar

Bir 'marka burger menü'




Hermes patates kızartmaları ve Burberry hamburgerler fotoğraflarda yaşamaya devam edecek.Tasarımlar Mc Donalds'a 'Moda Haftası Projesi'olarak sunulmuş.